Yumuşak doku tümörü iyi huylu mu kötü huylu mu öncelikle onu tespit etmemiz gerekir. Bunun için de genellikle biyopsi yapıyoruz. Biyopsiler, açık biyopsi ya da kapalı, kalın iğne biyopsileri olarak ikiye ayrılmaktadır. Histolojik yani hücresel olarak tanıyı koyduğumuzda, yani tümörün adını tam belirlediğimizde ameliyatımız,
tedavimiz ona göre şekillenmekte. Eğer yumuşak doku tümörü iyi huyluysa, sadece ameliyatla, o bölgenin Tamamen temizlenmesi, yeterli bir tedavi olabilmekte. Ancak şu unutulmamalı, iyi huylu olsa bile tümör tek parça halinde ve içine girilmeden çıkartılmalıdır. Kök huylu tümörler genellikle tanısı konulduktan sonra vücudun da taranması gereken tümörlerdir. Çünkü evreleme yapmak bizim yapacağımız tedaviyi belirleyecektir. Yumuşak doku tümörleri kötü huylularsa genellikle ameliyat öncesi radyoterapi, dediğimiz tedaviyi alarak ameliyata hazırlanmaktayım Daha sonra ameliyat planladığımızda, etrafındaki anatomik yapılara çok dikkat ediyoruz. Bunlar nelerdir? Damarlar, sinirler. Yani işlevi de korumak en önemli şey. Tümörü çıkarırken en az zararı vererek çıkarmak istiyoruz. Hiçbir şekilde tümör dokusunun içine girmememiz gerekiyor. Ameliyat esnasında tümörler tek parça halinde çıkartılmalıdır. Yumuşak doku tümörünün kötü huylu olduğunu bilmemize rağmen ameliyat sonrası çıkan parça tekrar patoloji tarafından çok ayrıntılı incelenme çünkü buna göre tümörün derecesi yüksekse ek olarak kemoterapi dediğimiz ilaç tedavisi de gerekebilmektedir. Biz kötü huylu yumuşak doku, tümörlü hastaları yaklaşık olarak on sene kadar takip ediyoruz. Periyotlar olarak baktığımızdaysa üç ayda bir bu hastalarımızı MR kontrolleriyle tümörde herhangi bir nüks var mı diye mutlaka takip etmek bizim sorumluluğumuzdadır.